6 Şubat 2025

Dulkadiroğlu Haberler – Güncel ve Tarafsız Haberler

Ekonomi, spor, teknoloji, magazin ve daha fazlası için güncel ve tarafsız haberin adresi: Dulkadiroğlu Haberler’de kalın!

Trump Gazze’yi neden istiyor, alabilir mi?

Trump Gazze'yi neden istiyor, alabilir mi?

ABD Başkanı Donald Trump’ın dün İsrail lideri Binyamin Netanyahu ile ortak basın toplantısında söylediği sözler, dünya siyasetinin bir numaralı gündemi haline geldi.

ABD’nin “Gazze Şeridi’ni devralacağını” söyleyen Trump, Gazzelilerin de “başka bir yere gitmesi gerektiğini” söylemiş, ancak sözünü ettiği planla ilgili neredeyse hiçbir detay paylaşmamıştı.

Açıklamalar tüm dünyadan tepki ve itirazlara neden oldu, Filistin yönetimi, Hamas ve Arap dünyasından birçok lider sert tepki verirken, ABD müttefikleri ise söz konusu planla aralarına mesafe koyan itirazlarını dile getirdi.

Peki Trump bu açıklamaları neden yaptı, Gazze’yi neden istiyor ve bahsettiği gibi bir plan uygulanabilir mi?

Trump bu açıklamayı neden yaptı?

BBC’nin kıdemli muhabiri Jeremy Bowen’a göre, Trump’ın bu tip açıklamaları yapma tarzına dikkat etmek gerekiyor.

Trump bir konuyu gündeme getirdiğinde, gerçekten hedeflediği ya da planladığı konuyu masaya doğrudan getirmeyebiliyor.

Bowen’a göre “Emlak pazarlığında ilk hamleyi yapar gibi” davranan Trump, ABD’nin gerçek politikasını açıklamamış olabilir.

Trump’ın başka bir plan üzerinde çalışırken kafa karışıklığı yaratmak için böyle bir çıkış yapmış olabileceğini söyleyen Jeremy Bowen, Trump’ın bir yandan İran’la “nükleer barış anlaşması” hedeflediğini açıklamasına dikkat çekiyor.

İran’la anlaşmak kuşkusuz ki Netanyahu ve İsrail’deki aşırı sağcıların hoşuna gidecek bir gelişme değil. Eğer Trump bir yandan onları da memnun etmek için Gazze açıklamasını yaptıysa, başarılı olmuşa benziyor.

Ancak Bowen, bu açıklamanın, halihazırda diken üstündeki Orta Doğu’daki belirsizliği ve istikrarsızlığı arttırdığının da altını çiziyor.

BBC diplomasi muhabiri Paul Adams da Trump’ın açıklamalarının satır aralarına işaret ederek, ABD’nin Filistin-İsrail diplomasisinin gerçekten de on yıllardır sorunu çözmeye yeterli olmadığını kaydediyor.

Trump’ın “emlak sektörü” kariyerini hatırlatan Adams, Gazze’nin yeniden inşasının devasa bir iş olduğunu, tüm alt yapının, okulların, hastanelerin, yeniden inşa edilmesi gerektiğini söylüyor.

ABD’nin Orta Doğu Temsilcisi Steve Witkoff, Gazze’de en az 10 yıl boyunca yaşamanın mümkün olmayacağını savunuyor.

Ateşkese etkileri neler olacak?

Jeremy Bowen’a göre Trump’ın açıklamalarıyla oluşan ortam, Gazze’deki kırılgan ateşkesi daha da zayıflatabilir. Kimileri bu çıkışın, ateşkese son verebileceğini bile düşünüyor.

Gazze’nin gelecekte kim tarafından yönetileceğine ilişkin belirsizlik, halihazırda anlaşmanın zayıf noktasıydı.

Trump’ın çıkışı ise yeni bir zayıf noktası oluşturdu. Bu plan yürürlüğe girmese bile, hem Filistin hem İsrail tarafında önemli bir faktör olarak değerlendirilecek.

İsrailli milliyetçilerin “Vadedilmiş topraklar” olarak gördüğü bu alana dair emelleri de Trump’ın açıklamasıyla canlanacak gibi görünüyor.

İsrail Maliye Bakanı Bezalel Smotrich, Trump’ın Gazze’nin geleceğine ilişkin sözünü söylediğini belirterek, “Filistin devleti yönündeki tehlikeli düşünceyi tamamen bitirme aşamasındayız” dedi.

Filistinliler ise İsrail’in Gazze savaşını kullanarak baştan beri Filistinlileri bölgeden sürmeyi hedeflediği görüşünde.

Filistin lideri Mahmud Abbas, Gazze’den Filistinlileri çıkarmaya dönük herhangi bir plana karşı çıktı ve Trump’ın sözlerini “uluslararası yasaların ihlali” olarak tanımladı.

Abbas, “On yıllardır mücadelesini verdiğimiz halkımızın haklarının herhangi bir şekilde ihlaline izin vermeyeceğiz” dedi.

Öte yandan Trump’ın mevcut dengeleri veri alarak “Gazze’yi devralmayı” istemesi, ateşkesin devam etmesi için bir dayanak da olabilir. Zira Trump’ın açıklamaları İsrail’deki aşırı sağcıları memnun edip, ateşkesle ilgili şikayetlerini dindirmiş görünüyor.


Tel Aviv’de bir binaya asılan “Teşekkürler Bay Başkan” yazılı ilan.

Trump bu planı hayata geçirebilir mi?

BBC diplomasi muhabiri Paul Adams’a göre ABD’nin Gazze üzerinde yasal olarak hak iddia etmesi mümkün değil ve Trump da ABD’nin egemenliğini nasıl empoze edeceğine dair bir bilgi paylaşmadı.

Tıpkı Grönland ve Panama Kanalı’nda olduğu gibi, Trump’ın gerçekten istediği şeyi mi söylediğini yoksa pazarlık etmek için mi böyle bir açıklama yaptığını bilmiyoruz.

Gazze’nin savaş sonrası nasıl yönetileceğine dair bugüne kadar çeşitli planlar masaya geldi.

Gazze’yi yöneten Hamas ve Batı Şeria’yı yöneten El Fetih Aralık ayında, Gazze’nin yönetimini görüşmek için bir ortak komite kurdu. Fakat bu komiteden bir sonuç çıkmadı.

Bazı planlar ise, Arap ülkelerin askerlerinden oluşan uluslararası bir barış gücünü içeriyordu.

Reuters geçen ay Birleşik Arap Emirlikleri, ABD ve İsrail’in, Batı Şeria’yı yöneten Filistin Yönetimi Gazze’de kontrolü sağlayana kadar bölgede geçici bir yönetim kurulmasını görüştüğünü yazdı.

Fakat İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu daha önce Filistin Yönetimi’nin savaş sonrası Gazze’de hiçbir rolü olamayacağı konusunda çok net açıklamalar yapmıştı.

Aslında sınırlı bir şekilde de olsa Gazze’de silahlı Amerikalı güvenlik güçleri bulunuyor. Bunlar Amerikan askerleri değil fakat Amerikan özel kuvvetlerinden ayrıldıktan sonra ABD’li özel bir şirketin işe aldığı 100 kişi. Gazze Şeridi’nin güneyinden Gazze kentine dönen kişilerin bindikleri araçları denetliyorlar.

Aynı kontrol noktasında Mısırlı güvenlik güçleri de görüntülendi.

Bunlar Gazze’de ABD liderliğindeki bir uluslararası gücün ilk işaretleri olabilir.

Fakat yine de bu, ABD’nin Gazze’yi devralmasından son derece uzak bir nokta. Böyle bir şey için Orta Doğu’da büyük bir askeri operasyon yapması gerekir – ki seçim kampanyası boyunca seçmenlere bunun tam tersini vadetmişti.

Gazze’nin mevcut statüsü ne?

BBC Arapça’dan Ethar Shalaby, İsrail 1948’de bağımsızlığını ilan etmeden önce Gazze’nin İngiliz Mandası olduğunu hatırlatıyor.

İsrail bağımsızlık ilanının ardından beş Arap ülkesi tarafından saldırıya uğradı.

1949’da ateşkes ilan edildiğindeyse İsrail bölgenin büyük bir kısmını kontrol altına almıştı.

Gazze Şeridi’ni işgal eden Mısır ve Batı Şeria ile Doğu Kudüs’ü işgal eden Ürdün ile anlaşmalar yapıldı, Batı Kudüs ise İsrail işgalinde kaldı.

1967 savaşında Mısır Gazze’den çıkarıldı ve Gazze İsrail işgali altına girdi. İsrail burada yerleşimler yapmaya ve bölgedeki Filistin nüfusunu askeri yasalarla yönetmeye başladı.

2005’te İsrail tek taraflı olarak askerlerini ve yerleşimcilerini Gazze’den çekti ancak Gazze’nin sınırını, hava sahasını, denizini kontrol etmeye devam etti. Böylece insanların ve ürünlerin dolaşımı İsrail kontrolünde kaldı.

Birleşmiş Milletler, İsrail’in Gazze’deki bu denli kontrole sahip olması nedeniyle Gazze’yi hâlâ İsrail işgali altında kabul ediyor.

Filistin Yönetimi için 2006’da yapılan seçimi Hamas kazandı ve sonraki yıl yoğun çatışmaların ardından rakiplerini Gazze’den çıkararak bölgenin tek hakimi oldu.

İsrail ve Mısır buna karşılık olarak sınırlarını kapatarak Gazze’yi ablukaya aldı.

2007’den bu Gazze’yi yöneten Hamas İsrail, ABD ve bazı Batılı ülkeler tarafından terör örgütü olarak görülüyor.

Aradan geçen yıllarda Hamas ve İsrail birden fazla büyük çatışmaya girdi. 2008-09, 2012 ve 2014’teki çatışmaların ardından Mayıs 2021’de de 11 günlük büyük bir çatışma yaşandı.

Son olarak da 7 Ekim 2023’te İsrail’e saldıran Hamas 1.200 kişiyi öldürdü ve 250’den fazla kişiyi rehin aldı.

Buna büyük bir askeri operasyonla yanıt veren İsrail 15 ay süren çatışmalarda, Gazze’deki Sağlık Bakanlığı’na göre çoğu çocuk ve kadın 47 bin 540 kişiyi öldürdü.

Gazze’de enerji yatakları var mı?

BBC Arapça’dan Ethar Shalaby, Birleşmiş Milletler Ticaret ve Kalkınma Konferansı’na (UNCTAD) göre Filistin topraklarında bugüne kadar değerlendirilmemiş bir gaz ve petrol potansiyeli olduğunu aktarıyor.

2019 tarihli UNCTAD raporuna göre bölgede 3 milyar varillik bir rezerv olduğu düşünülüyor.

Raporda “Jeologlar ve doğal kaynaklar üzerine çalışan ekonomistler İşgal Altındaki Filistin Toprakları’nın önemli petrol ve doğal gaz rezervleri üzerinde bulunduğunu teyit ediyor. Bu rezervlerin bir kısmı Batı Şeria’da, bir kısmı da Gazze Şeridi açıklarındaki denizin altında” ifadeleri yer alıyor.

Doğu Akdeniz’deki Levant Havzası’nda ise 2017 fiyatlarıyla 453 milyar dolarlık doğalgaz ve 71 milyar dolarlık petrol olduğu da raporda yazıyor.

Bazı uzmanlar Trump’ın planının petrol ve doğal gazla ilgili olduğunu söylese de diğerleri Gazze’nin siyasi öneminin ekonomik öneminden daha büyük olduğunu savunuyor.

Orta Doğu’daki enerji politikaları üzerine uzmanlaşan Laury Haytayan, 2000’lerden itibaren Gazze açıklarındaki petrol ve gaz rezervlerinin çıkarılmasına yönelik bir istek olduğunu, Trump’ın planında bunun da bir faktör olabileceğini fakat tek nedenin bu olamayacağını söylüyor.

Gazzeli ekonomi uzmanı Maher Tabaa da Körfez ülkelerinin daha fazla rezerve sahip olduğunu, bu yüzden Gazze’deki esas meselenin siyasi olduğunu belirtiyor.

ABD’nin eski İsrail temsilcisi Dennis Ross ise Donald Trump’ın Gazze’ye bir “emlak sorunu” gibi baktığı görüşünde:

“Bence bölgeye bakarken ‘Bugüne kadar hep yoksul kalmış bir bölgeyi kalkındıracağız’ diye düşünüyor.”